FİLELEFTEROS gazetesinin bugünkü ana haberi elektrik faturalarında yaşanan şok. Gazeteye göre uluslararası alanda petrol fiyatlarındaki büyük artışla bağlantılı fosil yakıt ithaline bağlılığın bir sonucu olarak Ocak ayından bugüne konutlarda elektrik faturalarında %9,5’lik bir artış yaşandı. sera gazı salımında azaltmaya gidilmesi hedefine ulaşılması da bugün bir dizi alanda var olan koşullar nedeniyle zor. Somut olarak Kıbrıs’ta elektrik fiyatları 2018 yılının ilk yarısında ciddi olarak arttı. Kilovat başı 7.712 sent olan fiyat 9.593 sente yükseldi. Uluslararası alanda yakıt fiyatlarındaki artış geçen aylarda bir dizi fiyat dalgalanmasını da beraberinde getirdi. Kıbrıs Elektrik Kurumu’nun Ocak ayında ödediği ortalama aylık 332.95 euro %17,71 oranında artarak 391,92 euroya çıktı. Bunun bir sonucu olarak da 600 kilovat elektrik tüketen bir tüketici Ocak ayında 110 euro 22 sent elektrik parası öderken bugün %9,46 artışla 120 euro 65 sent ödüyor. Bu arada Kıbrıs Cumhuriyeti de 14 Mayıs 2018 tarihinde onaylanan yasa ile atmosfere sera gazı salımını aşağı çekme konusunda uluslararası yükümlülüğünü yerine getirme zorunda. Kıbrıs için 2030 yılına kadar, 2005 yılına göre %24 oranında bir azaltma hedefi belirlendi. Bu hedefin başarılması için özellikle enerji alanında yenilenebilir kaynaklara yönelerek ve daha temiz yakıt stokları yaparak ciddi değişikliklere gidilmesi gerekiyor. Kıbrıs’ın bu alanda artıda olan ülkelerden hak alması da alternatifler arasında.
Gazetenin diğer haberlerinden bazıları
-Lefkoşa, Ankara’nın Kıbrıs sorunuyla ilgili hareketlerini izleyerek beklemede. Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis her fırsatta müzakerelerin başlamasına yönelik niyetini ifade ederken Eylül ayı öncesi herhangi bir hareketlenme beklenmiyor. Hükümet kaynaklarının belirttiği gibi hiçbir şey olasılık dışı tutulmasa da, Türkiye’de seçimler tamamlanıncaya ve sahne netleşinceye dek herhangi bir gelişme olması söz konusu değil. Kıbrıs Cumhuriyeti, Ankara’nın tüm düzeylerde Türkiye’nin yeni bir alan olarak sunma amaçlı tüm hareketlerini izlemeye almış durumda. Yapılan değerlendirmelere göre bu durum Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’a yeni bir özel görevli atamasıyla yaşanabilir. Genel Sekreterin yeni özel görevli konusunda taraflarla yaz aylarında zemin yoklaması yapabileceği ve Eylül ayından itibaren tüm ilgili tarafların Genel Kurul çalışmaları nedeniyle New-York’ta olacakları koşullarda yeni bir girişim üstlenme operasyonu yapabileceği belirtiliyor. Kıbrıs sorunu şu anda Tayip Erdoğan’ın gündeminde altlarda bulunuyor. Erdoğan’ın şu anki önceliği seçimlerle ilgili konuların yönetimde. Tüm bunlara rağmen Türk Hükümeti Kıbrıs sorununda yeni oldubittiler yaratma planlarını hayata geçirmek için hareketler ortaya koyuyor. Türkiye Hükümetinin, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kran Monta’daki başarısızlıktan hemen sonra belirlediği müzakere temellerinin değiştirilmesi stratejisini yaşama geçirme çizgisinde olduğu görülüyor. Konfederasyon çerçevesine de bu çerçevede atıfta bulunuluyor. Kıbrıstürk tarafının ise bu çerçeveye çekinceleri olduğu görüldü. Lefkoşa bu arada Ankara’nın Akdeniz’in doğusundaki hareketlerini de izliyor. Türk sondaj platformunun bölgeye gelişi Türkiye’nin Kıbrıs Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde yeni oldubittiler yaratma niyetiyle bağlantılı. Diplomatik kaynaklar Türkiye’nin, Kıbrıs Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde hareket edeceğine kesin gözüyle bakıyor, ancak Türkiye’nin kesin niyeti öngöremiyor. Bu niyetin önümüzdeki kıs dönemde ortaya çıkacağı ifade ediliyor.
POLİTİS gazetesinin bugünkü ana haberi gazete muhabirlerinin Türkiye izlenimleri. Gazeteye göre Politis yeni bir politik gerçekliğe yol açan toplumsal süreçleri yakalamak için Türkiye'ye özel muhabir gönderdi. Mayıs ayı başlarında Türkiye’ye giden Vangelis Arerios ve Eleni Papadopulos muhafazakar Türkiye’nin kalbindeki izlenimlerini “Üç Türkiye” başlığı altında yarından itibaren kaleme alacaklar. İzmir, Konya, Adana ve Diyarbakır eksenlerinde yeni dinamikleri kayda geçirmeye çalışacaklar. İstanbul’da Taksim Meydani etrafındaki sokaklarda, kentim kalbinin attığı İstiklal Caddesiresmi ve sivil polis ve acil müdahale birliğine bağlı görevlilerle dopdolu. 31 Mayıs Türkiye’nin şimdiye dek gördüğü en büyük eylemlerin yaşandığı ve Türkiye’yi sarsan Gezi’nin yıldönümüydü. Bu olaylarla ilgili bazıları “Türk Baharı” derken Erdoğan uluslararası komplodan bahsetmişti. Daha sonra da ülkede rejimi istikrarsızlaştırmak için Fetullah Gülen’nin uğraşılarına atıfta bulunmuştu.
Gazetenin diğer haberlerinden bazıları
- Cumhurbaşkanı Anastasiadis Limasol’da gerçekleştirilen 13. Kıbrıs-Rusya Festivalinde konuşurken iki ülke ilişkilerinin çok yüksek bir düzeyde olduğunu söyledi. Rusya’nın Kıbrıs sorununda gösterdiği ilksel tavır ve yaşayabilir ve kalıcı bir çözüme bağlılığı nedeniyle teşekkürlerini sundu. Kıbrıs’taki önemli Rus varlığının önemine vurgu yaptı ve Rusça konuşan toplumun Kıbrıs toplumunun ayrılmaz bir parçası olduğunu belirtti. Uluslararası alanda yaşanan zorluklara rağmen Kıbrıs’ın Rusya ile çok boyutlu diyaloğunun genişlediğini ve büyük bir gelecek perspektifi taşıdığına dikkat çekti.
HARAVGİ gazetesinin bugünkü ana haberi kültürel anıtların yıkılma noktasına gelmesi. Gazeteye göre Kıbrıs kültürü ve kültürel ortak miraslar tehlike altında. İki toplumlu Kültür Teknik Komitesi bunlardan bazılarını kurtarmak için uğraşı içerisinde ve Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk bilim insanları da bunlara duyarlılık gösteriyor.
Gazetenin diğer haberlerinden bazıları
-Güvenlik Konseyi Başkanlığını üstlenen Rusya’nın Birleşmiş Milletler’deki daimi temsilcisi Büyükelçi Vasilis Nebenzia “Kıbrıs sorununda belli koşullarda gelişme beklenmesi gerektiğini” söyledi. Rus Büyükelçiye göre Kıbrıs sorununda durgunluk devam ediyor. Bununla birlikte Güvenlik Konseyi Kıbrıs sorununu izlemeye devam ediyor ve sürecin ilerlemesi için siyasi düzeyde bazı şeyler olmalı. Konsey Başkanı bu arada ilgili taraflardaki siyasi gelişmelere de değindi ve Türkiye’deki 24 Haziran seçimlerine atıfta bulundu:
ALİTİA gazetesinin bugünkü ana haberi Kıbrıs sorunu. Gazeteye göre Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guteres Kıbrıs sorununa yeniden dahil olmada isteksiz. Daha da kötüsü buradaki temsilcilerinin soruna ilişkin girişim üstlenmede kendisini ikna etmesinin zor hatta imkansız görünmesi. Birleşmiş Milletler sekreteryası ile doğrudan temas halinde olan diplomatik kaynaklara göre Genel Sekreter’in görüş değiştirmesi için çok şeyin değişmesi gerekiyor ve bugünkü koşullarda böylesi bir gelişme olasılığı da yok. Bu bilgilere göre Ankara’nın, Jein Hol Lute’nin Genel Sekreter tarafından özel görevli olarak atanmasına olumsuz yaklaşımı Kıbrıs’ta son dönemlerde iki toplumun çatışan pratiğiyle olduğu kadar bağlantılı değil. Diplomatik kaynaklara göre Ankara’nın özel görevli atanmasına onay vermede olumsuz yaklaşımı geçici ve seçimler sonrası bu sorun aşılacak. Somut ismin reddedilmesi durumunda ise bir başka isim önerilecek. Özel görevli olarak adı geçen Lute atanması durumunda herhangi bir girişim üstlenmeyecek sadece iki tarafın niyetleriyle ilgili araştırmalarda bulunacak. Yeni girişim Lute’nin araştırma sonuçlarına bağlı olarak gündeme gelecek. Genel Sekreter de Guteres çerçevesini kabul ederek müzakerelerin kesildiği noktadan yeniden başlaması için iki liderden kendisinden istekte bulunmasını bekliyor.
Gazetenin diğer haberlerinden bazıları
- Kıbrıs sorununda çözüm uğraşılarının çökmesinin sorumluluğuyla ilgili siyasi alandaki yangın sönmek bilmiyor. AKEL Genel Sekreteri Andros Kipriyanu son iki gün saldırılarına devam etti ve hem Cumhurbaşkanlığının hem de DİSİ’nin tepkisini çekti. Kipriyanu dün Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in hareketleriyle bu taktiği izleği izlenimi vererek Kıbrıs sorununda herhangi birinin iki devletli çözüme yönelmesinin “ihanet” olacağını söyledi. Cumhurbaşkanı’nın böylesi bir tavır içinde mi olduğu sorusuna yanıt verirken “Yorum yapmayacağım. Kavram anlaşılırdır” dedi. Temmuz başarısızlığını yorumlarken de “Eğer olgular Sayın Anastasiadis’in dediği gibi olsaydı en azından bizim tarafa sorumluluk yüklenmesini beklemeyecektik” dedi. Kipriyanu’nun ifade ettiği görüşlere yanıtı DİSİ verdi. DİSİ tarafından yapılan açıklamada bugün dahi Lute’nin özel görevli olarak atanmasını Türk tarafının kabul ettiğine ilişkin bir atıf görülmediğini dikkat çekti. AKEL’in bugünkü durgunluğun sorumluluğu nasıl algıladığını ve nasıl bölüştürdüğünü anlamıyoruz” dedi. DİSİ bu arada Kran Montana’da yaşananlarla ilgili çok şey söylendiğini ve halkın da geçen Şubat ayında bunları bilerek oy kullandığı görüşünü de dile getirdi. Cumhurbaşkanlığı da halkın sorumluluğun Türk tarafında olduğunu bildiğini ancak AKEL’in ve kişi olarak Andros Kipriyanu’nun Cumhurbaşkanı eleştirmede ısrar ettği yönünde görüş açıkladı.
Son Güncelleme: 05 Şubat 2021 - 13:32
https://tr.riknews.com.cy/tr/article/2018/6/4/4618/